30 Eylül 2014 Salı

IRONMAN Kural ve Yarışma Rehberi

Ülkemizde artık birçok Uzun mesafe Triatlon yarışına katılan sporcu var. Aynı zamanda önümüzdeki sene ülkemizde WTC organizasyonu IRONMAN 70.3 Avrupa Final yarışı yapılacak. O tarihlerde Avrupa'da başka bir 70.3 yarışı olmadığını düşünürsek yüksek katılımlı bir yarış olacaktır. Belki de çok kısa sürede sold-out olacak. Bu sebeple sizlere ilk tavsiyem kayıtlar açıldığı anda kayıdınızı yaptırın. Bu tarz IRONMAN yarışlarına ilk defa katılacak olan kişilerde organizasyon işleyişini bilmemekten ötürü ciddi endişeler oluyor. Çünkü ülkemizde bu kurallara benzer kurallarda yarışlar yapılmıyor. IRONMAN organizasyonlarında kurallar neredeyse tüm dünyada aynıdır. Çok ufak değişiklikler olabilir ve zaten bu değişiklikleri sizlere brifinglerde söylerler. Ama ana hatları aynıdır. Şimdi sizlere bütün kuralları yazacağım. En azında o ortama girmeden sizleri neler bekliyor ön bilgi sahibi olmanızı istedim. Bu yazıyı okuduktan sonra eminim ki aklınızda hiçbir soru işareti
kalmayacak.

Öncelikle yarış yerinde yapacağınız ilk iş kayıt işlemlerinizin tamamlanması olacak. Kayıt çadırından bir feragatname imzalayıp ardından lisansınız ile kayıt kitinizi alacaksınız. Sizlere bir çanta verilecek ve içinde bazı malzemeler olacak. Bunlar;

  • Yarışmacı bilekliği
  • Çanta
  • Yarış numarası
  • Mavi Bisiklet çantası
  • Kırmızı Koşu çantası
  • Beyaz Kıyafet çantası
  • Yüzme bonesi
  • Kask, Bisiklet ve Çantalar için yapışkan numara
Mutlaka çantayı açın ve kontrol edin. Adınızın ve numaranızın doğru olduğundan emin olun.

Atlamamanız gereken en önemli şey yarış brifingi. Brifing yarıştan 2 gün önce yapılır. Genelde İngilizce ve yarışın yapıldığı ülkenin ana dilinde olur. Tüm teknik detaylar, kurallar, diğer yarışlardan farklı olan her şey bu brifingde sizlere söylenecektir. Hangi çantaya ne konulacak, nereye bırakılacak vs vs. Ben şimdi sizlere genel hatlarını vermeye çalışacağım







Çantayı aldık ve Brifingi dinledik. Şimdi çantadakilerin kısaca özellikleri ve nerelerde kullanacağınız ise şöyle;

Yarışmacı Bilekliği

Üzerinde sizin yarış numaranız var ve bunun sayesinde sadece sporcuların girebildiği alanlara girebiliyorsunuz. Tüm yarış haftası boyunca kolunuzda kalması gerekiyor. Değişim alanı dahil her yere girişte bunu göstereceksiniz.

Yarış Numarası ve yapışkan numaralar

Size 1 tane adınızın yazdığı yarış numarası verecekler. Bu kağıt numarayı yarış kemerine takmanız gerekecek. Yanda gördüğünüz gibi önde iki tane mandal var ve oradan numaranızı tutturup yanlarına jel takabilirsiniz. Bu kemeri Bisiklet etabında Arkanıza, Koşu etabında Önünüze gelecek şekilde bel kısmınıza asmanız gerekmektedir. Küçük olan 3 yapışkan numarayı, kaskınızın önüne ve yanlarına yapıştırmanız gerekmektedir. Tek bir uzun numara kalacak yapışkan olan, onuda bisikletinizin sele borusuna yapıştırıyorsunuz.

Yarış numaralarının takılmasına örnek

Çantalar

Size 3 adet renkli çanta veriliyor. Mavi-Kırmızı-Beyaz. Öncelikle yapışkan numaralarınızı 1'er tane bunların üzerine yapıştırıyorsunuz. Çantalarınız sizin için çok önemli çünkü yarış sırasında kullanacağınız tüm ekipmanları yarıştan bir gün önce bunların içine koyup değişim alanına bırakacaksınız. 
Mavi Bisiklet Çantasında; Bisiklet için mecburi ekipmanlar olan kask ve yarış numarası olmak zorunda. Yarış sırasında yüzmeden çıktıktan sonra sadece bu mavi çanta içindekileri giyebilirsiniz ve yüzmede çıkarttığınız kıyafetleri bu mavi çantaya koyup tekrar çantayı görevlilerin size gösterdiği yere bırakmalısınız. 
Kırmızı Koşu Çantasında; Koşu ayakkabılarınız olmak zorunda. Bisiklet-Koşu değişimini yaptığınızda kask dahil tüm bisiklet ekipmanlarınızı bu çantaya koyup yine görevlinin size gösterdiği alana bırakacaksınız.
Beyaz Kıyafet Çantası; Bu çantayı yarış sabahı bırakıyorsunuz. Yarış öncesi ve Yarış sonrası giyecekleriniz bunun içerisinde oluyor. Yarış sonrası Sporcu alanında bu çantayı size geri iade ediyorlar. Telefon veya değerli eşya sorumluluğunu IRONMAN kabul etmiyor. O sebeple Beyaz çantaya değerli eşya bırakmamanızı tavsiye ediyor. 

Şimdi size bu çantalara koymanız gereken bir Check List veriyorum

  • Wetsuit 
  • Yüzme gözlüğü 
  • Trisuit 
  • Bisiklet ayakkabısı 
  • Bisiklet tamir seti, yedek lastik
  • Yarış numarası ve kemeri
  • Bisiklet sulukları
  • Bisiklet
  • Bisiklet Kaskı
  • Pompa
  • Kullanıyorsanız Co2 tüpü ve Aparatı 
  • Vazelin
  • Beslenme/Jel/Bar 
  • Koşu ayakkabısı 
  • Çorap
  • Güneş gözlüğü 
  • Güneş Koruyucusu 
  • Vizör/Şapka
  • Mutlaka her etap için yedek kıyafet



 Tüm bunları Çantalara yerleştirip hazırladıktan sonra artık sıradaki ilk işlem bisikleti teslim etmek. Bisikleti teslim edeceğiniz saat size yarış brifinginde söylenecek. Bisikleti bırakmaya giderken beyaz çanta hariç tüm ekipmanlarınızı yanınızda götürmeniz gerekmekte. Kaskınız kafanızda ve kilitli, yarış numaranız belinizde olmalı. Bisikleti bırakırken görevliler bisikletinizin frenlerini kontrol edecekler, kaskınızı kontrol edecekler. Eğer yol bisikleti ile katılacaksanız gidonun altındaki tıpalar kesinlikle takılı olmalı. Tüm bunlar tamam ise bisikletiniz ile beraber sizin bir resmini çekip kayıt altına alacakalar. Yarış sonrası herhangi bir çalınma veya karışıklık olmaması için. Sonrasında size çantaları ve bisikletinizi bırakacağınız yerler gösterilecek. Numaranıza göre size ayrılan alana tüm eşyalarınızı bıraktıktan sonra Değişim alanını terk ederken bir kontrol noktasında geleceksiniz. Burada kolunuzdaki sporcu bilekliğinde bulunan barkod numarası sisteme okutularak size tüm yarış boyunca üzerinizde taşıyacağınız ve zamanlarınızın ölçülmesini sağlayan çip verilecek. Bu çip çok önemli. Eğer kaybederseniz sizden 50 euro tahsil ediliyor, ayrıca dünya şampiyanası hakkı kazansanız veya kürsü şansınız varsa hiçbirinden faydalanamıyorsunuz. O yüzden çok iyi muhafaza etmeniz lazım. Artık tamamsınız. Bisikletinizi bıraktınız, çantlarınızı bıraktınız, çipinizi aldınız.

Brifing sırasında size WETSUIT hakkında bilgiler verilecek. Eğer su sıcaklığı 24.5 derecenin altında ise wetsuit serbesttir. 24.5 ile 28.8 derece arasında bir su sıcaklığı var ise ve siz wetsuit kullanmak istiyorsanız o zaman zamanınız geçerli sayılmayacaktır. Kurallar gereği 3mm ile 5mm arasında bir kalınlığı olmalıdır. 

Yukarıda yarış öncesi genel kurallar ve yapmanız gerekenleri yazdım. Aşağıda ise artık yarış öncesi-sırası-sonrasında yapılacaklar ve kurallardan bahsedeceğim.



Yarıştan Çekilme

Kayıt işlemlerinizi yapıpta start almaz ya da start alıp herhangi bir yerde yarışı bırakırsanız mutlaka yarış hakemlerine veya ilk beslenme istasyonundaki görevliye haber vermeniz gerekiyor. Eğer haber vermeden yarıştan çekilip yarış alanını terkederseniz, ileriki IRONMAN organizasyonlarına katılamama cezası alabilirsiniz. 

Ceza Kartları

Aslında alınan tüm bu cezai kurallar öncelikle bizlerin sağlığı için alınıyor. Cezalar hakemler tarafından veriliyor. Yarış sırasında Bisiklet etabında motorlu hakemler olacaktır. Sizlere 3 farklı renkte kart gösterebilir.
Bu kartlar Sarı-Kırmızı-Siyah renklerde olmaktadır.  

         • Sarı kart; Uyarıdır, Penaltı noktasına uğrayıp devam edersiniz.
• Siyah kart; Zaman cezası ( IRONMAN'de: 6 dakika - IRONMAN 70.3: 4 dakika )
• Kırmızı kart; Direk Diskalifiye 
 • Herhangi renkte 3 kart gördüğünüzde diskalifiye olursunuz,
• Zaman cezası ve diskalifiye yarış sonrası video veya fotoğraf kayıtlarından da verilebilir.

Peki ne yaparsanız bu kartları görürsünüz;

Kırmızı ( Direk Diskalifiye )

  • Sportmenlik dışı hareket
  • Yarış görevlileri, gönüllüler veya halka küfür etmek
  • İşaretli alanlar dışını kirletmek ( suluk atmak, wc yapmak ) 
  • Müzik çalar, kamera, telefon kullanmak
  • Çıplak veya rahatsız edici kıyafet ile dolaşma
  • Dışarıdan destek almak ( yemek,kıyafet vs )
  • Yarış görevlilerinin talimatlarına uymamak
  • Kart gördükten sonra ilk penaltı noktasında durmamak
  • Yarış parkur kurallarına uymamak
  • Yüzmede size verilenin aksine başka bone takmak
  • Size avantaj sağlayacak kestirmeler yapmak
  • Yüzmede size avantaj sağlayacak herhangi bir metaryalden destek almak ( tekne, kayak, palet)
  • Tehlikeli bisiklet sürmek, ters yönden gitmek, yanlış taraftan başka yarışmacıyı geçmek
  • Koşunun herhangi bir aşamasında ayakkabısız koşmak
  • Finish alanında size birilerinin eşlik etmesine izin vermeniz

Siyah ( zaman cezası )

  • Tuvalet alanlarını kullanmama ( hakemler bu ihlalde kırmızı ya da siyah kart verebilir )
  • Dışarıdan destek alma  ( hakemler bu ihlalde kırmızı ya da siyah kart verebilir )
  • Draft yapmak

Sarı ( uyarı ) 

  • Yarış kemeri/numarası ile yüzme etabına başlamak
  • Yüzme de el ve ayak koruyucular kullanmak
  • Bisiklet etabında kaskını çıkartmak, takmadan transition alanını terketmek
  • Bisiklette rakibin seni geçmesini engelleme, yolunu kapatma
  • Bisiklette yarış numarasının arkada net bir şekilde görülmemesi
  • Koşuda yarış numarasının önde net bir şekilde görülmemesi
Evet artık kartlarında ne anlama geldiğini öğrendikten sonra sırada Cut-Off larımız var. Her parkurun/kendine özel cut-off zamanı vardır. Yani belirli bitirme zamanları vardır. Yarışa kayıt olmadan önce mutlaka yarışın web sitesinde Cut-Off zamanlarını öğrenin. Kısaca;
  • Yüzme 
  1. IRONMAN: 2 saat 20dk 
  2. IRONMAN 70.3 : 1 saat 10dk
  • Bisiklet
  1. IRONMAN: Parkura göre değişebilir ortalama 10:00 saat - 10:30 saat arası.
  2. IRONMAN 70.3: Parkura göre değişebilir ortalama 5:00 saat - 5:30 saat arası
  • Finish
  1. IRONMAN: Yarışa göre değişir. En kısa 15 saat ( Frankfurt ), en uzun 17 saat
  2. IRONMAN 70.3: Parkura göre değişir. 8 saat - 9 saat arası
Yarıştaki en önemli kurallarımızdan birisi de Draft yapmak. Aslında kurallar çok net. 
  • Önündeki ile aranda 10 metre olacak, 
  • Geçerken 1.5 metre açıktan geçeceksin,
  • Geçmek için 15sn süren var, eğer geçemiyorsan geri geleceksin,
  • Eğer rakibin seni geçti ve önüne girdiyse yavaşlayarak 10m mesafeni koruyacaksın
  • Çok sert tırmanışlar, beslenme istasyonları,dar dönüşlerde bu kurallar geçerli değildir. 
Burada ceza uygulaması yapılması gerekmektedir
Nizami bir Non-Draft sürüş
Yarış sırasında Bisiklet ve Koşu etaplarında beslenme istasyonları olacaktır. bu istasyonlarda her yarışta farklı olmak üzere genelde şunlar bulunur;
  • Su
  • İsotonik içecek
  • Kola
  • Jel
  • Enerji barı
  • Muz
  • Tuzlu kraker
Bunların yerleri size yarıştan önce brifingde açıklanır. Bununla birlikte eğer kendi özel içecek veya yiyecekleriniz varsa, ya da kıyafet değiştirmek gibi bir durumunuz, "Special needs bag" lerinizi kullanabilirsiniz. Bunları yarışa kayıt olma aşamasında istemeniz gerekmektedir. Yarış sırasında hangi kilometrede oldukları size yine brifingde söylenecektir.

Finish alanına geldiğinizde aileden veya arkadaşlarınızdan birisi sizinle beraber finish çizgisini geçmek isteyebilir. Çok tatlı bir anı gibi gözükse de bu da kurallar arasında olan bir madde ve o çizgiyi tek başınıza geçmeniz gerekiyor. Bu küçük anı yüzünden Diskalifiye olabilirsiniz. 

Yarış bittikten sonra genelde IRONMAN'lerde 17:30 sonrası, IRONMAN 70.3'lerde ise 13:30 sonrası bisikletlerinizi değişim alanından almanıza izin veriliyor. Yarış bittikten sonra sizi sadece sporcuların girebildiği sporcu alanına yönlendirecekler. O alanda yarış öncesi verdiğiniz kıyafetlerin olduğu beyaz çanta, yemek, finisher tshirt'ü, masaj, içecek bulunmak. 

Ve diyelim ki Dünya Şampiyonasında katılmak için slot hakkı kazandınız. Slot töreni madalya töreninin hemen arkasından yapılıyor. Yaş grubuna göre kaç kişiye slot verilecekse ilk hakedenden başlayarak slotlar dağıtılıyor. Slot hakkı kazandıysanız ve almak istiyorsanız bizzat orada olup adınız okunduğunda EVET demeniz gerekiyor. Adınız en fazla 3 kere okunur. Eğer 3 okunmada evet demezseniz sıranız "rolldown" olur ve bir alttaki yarışmacıya geçer. Ve slot ücretini orada hemen ödemeniz gerekmektedir. Halen bazı yarışlarda sadece Nakit para ile slot alabiliyorsunuz. Eğer böyle ir slot kazanma ihtimaliniz varsa mutlaka yarışma öncesi "Athlete Guide" ı ironman.com üzerinden okuyup bilgi sahibi olun. 

Kurallar değiştikçe ben de bu yazıyı güncelleyip, bu işe başlayacak arkadaşlara uzun süre kaynak olabilecek bir yazı bırakmışımdır umarım. Bu bilgilerin neredeyse %95'ini IRONMAN yarışlarını düzenleyen WTC'nin yayınladığı "RACE-RULES in EUROPE" adlı kaynaktan çevirdim. 

Ve geldik bir yazının daha sonuna. Sizlere faydalı olabildiysem ne mutlu bana. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

24 Eylül 2014 Çarşamba

İlk IRONMAN Yarışı; Hedef ve Parkur Nasıl Seçilir?

Ben ilk IRONMAN yarışıma katılmaya karar verirken hatta o yarışı seçerken, aslında seçmedim =) . Öyle bir opsiyonum yoktu. Hep aklımda yapmak vardı ve çok acemiydim. Bir Nisan sabahı, Düz ve Hızlı olan, daha önce abilerimizin yarıştığı ve tavsiye ettiği IRONMAN 70.3 Antwerp için antrenman yaparken, bir anda gaza gelip sevgili ilham kaynağım ve abim Oğuz Omur'a tamamen "yok olmaz" cevabını verecek diye beklediğim şu mesajı attım; "Abi selam, şuan kayıtlar kapalı olmasaydı kesin sizinle Frankfurt'a gelirdim".. Tabii Oğuz abinin bana gitmek istiyorsan diye başlayan mailini görünce önce şok olup üzerine, erkekliğe bok sürmemek adına, yan kuruluşlardan ekstra para ödeyerek aldığım slot hakkı ile ilk Full IRONMAN yarışıma kayıt olmuş halde buldum kendimi =) .



Peki siz nasıl karar vereceksiniz?

Aslında çok kolay. ironman.com üzerinden istediğin yarışa kayıt olabilirsin. Ama tabii ki siz böyle yapmayın =). Bana genelde "ne lazım?" ve "IRONMAN olmak için ne yapmak lazım" soruları geliyor. Cevap basit; Zaman ve Maddi durum yeterliliği. Öncelikle bu işe ne kadar zaman ayıracağınız-ayırabileceğiniz çok önemli. Tüm hedefler buna göre belirlenmeli. Tabii ki Antrenman geçmişiniz, Sportif geçmişiniz, Kondüsyon durumunuz, Teknik bilgileriniz Hedef belirlemede çok önemli kriterler.

Öncelikle kısaca IRONMAN'i tanıyalım;




Bildiğiniz gibi 2 ayrı mesafe var yarışlarda. Genelde Full ironman ya da Half ironman diye telafuz edilir. Ama asıl isimleri IRONMAN ve IRONMAN 70.3 dür. IRONMAN; Yüzme 3800m, Bisiklet 180km, Koşu 42.195m'den oluşan bir dayanıklılık yarışıdır. Bu mesafeleri Mil'e çevirip toplarsak 140.6 mil edecektir. Bunun tam yarısı olan mesafede yapılan yarışlarda mesafe 70.3 mil olacaktır. Bu sebeple IRONMAN 70.3 denmektedir. 

IRONMAN yapmaya nasıl başlanmalı?


Günümüzde, hiçbir Sprint veya Olimpik Triatlon yarışı koşmadan direk IRONMAN yarışlarına katılan arkadaşlarımızı görmekteyiz. Kişisel tavsiyem, öncelikle mutlaka 1-2 tane sprint ve olimpik mesafe yarışlara katılıp, o ortamı solumanız ve tecrübe sahibi olmanız. Yüzmeden çıkınca nasıl bir his yaşıyorsunuz?, Bisiklet sonrası Koşu ne demek? vs vs. Sonuçta herhangi bir IRONMAN yarışına otel,uçak,kayıt derken minimum 1500 euro para ödeyeceksiniz. Sizi yarış dışında bırakacak ya da zamanınızı etkileyecek bir deneyimi orada yaşamak istemezsiniz. Ayrıca bu yarışlarda kendi performansınızı bir nebze olsun görüp, gereksiz hırslara kapılmadan doğru hedefler belirleyebilirsiniz. 

Gelelim Parkur Seçimine

Genelde ilk defa yapacak olan herkes "En Kolay Parkur" 'u arar. Ve özellikle Bisiklet parkurunun eğim grafiğine bakar. Tabii ki hızlı parkur vardır ama bana göre kolay parkur yoktur. Sadece daha zoru vardır. Örneğin Avrupa'da yapılan 11 IRONMAN yarışından Lanzarote ve Wales yarışlarının ne kadar zorlu tırmanışları olduğunu, Avusturya'nın bisiklette 1600m toplam tırmanışa rağmen hızlı bir parkur olduğunu, Kalmar'ın dümdüz olmasına rağmen aşırı rüzgarlı olmasından dolayı yıpratıcı olduğunu biliyoruz. Nice parkurunun meşhur tırmanışlarını, Mallorca'nın keza öyle tırmanışlı olduğunu, Kopenhag'ın ve Barselona'nın rüzgarlı ve mevsimsel olarak yağışa çok meyilli olduğunu, İsviçre'nin 35-38 dereceyi bulan sıcaklıklara çıkabildiğini, ve bisiklette son 2 km kala çok sert bir tırmanış olduğunu gibi sayabileceğimiz bir çok şeyi biliyoruz. Keza Yüzme etabında açık deniz, göl, tek tur-çift tur, kara geçişi gibi zorluğu değiştiren birçok etken var. Mesela Kalmar açık deniz olmasına rağmen parkur çok dolaşmalı, ama tadı çok tuzlu olmayan bir suya sahip ve startta diğer yarışlara nazaran çip okunduğu anda zamanınız işliyor. Avurturya'da ise tatlı ve içme suyunda yüzüyorsunuz. Ama son 1 km kanala girip çamurlu suda yüzmeniz gerekiyor ve startta tek bir korna ile 2000 kişi aynı anda çamaşır makinasına dalmış gibi yarışa başlıyorsunuz. Gördüğünüz gibi aslında kolay parkur yok, sadece diğerlerinden daha kolay sayılabilecek parkurlar var. Allah aşkına söylesenize 180 km bisiklete binip üzerine maraton koşmanın neresi kolay olabilir ki? Hele ki o maraton yükseltiye sahip bir parkurdaysa? Ya da 35 derecede bir havada koşmak zorunda kalırsan?

Şimdi sıralamak gerekirse;
  • Seçeceğiniz yarışın tarih uygunluğu,
  • Seçeceğiniz yarışın ulaşım kolaylığı,
  • Parkur detayları,
  • Kullanılan para birimi, bütçe,
  • Otel fiyatları,
  • Tek gitmek istemiyorsanız sizinle gelebilecek olanların tarih uygunluğu,
gibi önemli maddeler var. 
  • Sezona ne zaman başlayabileceksiniz?
  • Aileniz sizinle gelip tatil mi yapacak?
  • İş durumunuzdan dolayı yarışa gideceğiniz zaman müsait misiniz?
  • Yaşadığınız yerin mevsimi yarıştan önce en az 2-3 ay size uzun Bisiklet-Koşu antrenmanı yapmaya izin verecek mi?
  • Bütün bir yazı antrenman ile mi geçirmek mi istersiniz yoksa yaz başı yapayım, bitsin, tatil bana mı kalsın dersiniz?
gibi aslında daha önemli olan soruları da yarış seçmeden önce cevaplamak gerekiyor. Şimdi etap etap sizlere bu kararları açıklamaya çalışacağım.

1. Yarışa hazırlanabileceğiniz yeterli zaman


Yeterli altyapıya sahipseniz ortala 4-6 ay civarı yarışa özel antrenman ile hazırlıkları tamamlayabilirsiniz. Ama asıl soru ilk defa yapanlar için sorulması gerekiyor. Eğer hiç bir triatlon tecrübeniz yoksa en az 8-9 aylık bir süre koymanız lazım önünüze. Bu süreçte 1-2 Kısa mesafe hatta imkanınız varsa 1 tane 70.3 yarışına girerek yarışma mesafelerinizi arttırmanız çok iyi olacaktır. Eğer 1 önceki sezon triatlon yaptıysanız 6 aylık bir hazırlık süreci size yarışı bitirmekte yeterli olacaktır. Tabii ki bu 6 ay öncesinde hiç antrenman yapmadan yatıp son 6 ayı beklemeden, gereken teknik, kuvvet, denge ve kondüsyon antrenmanlarını yapmanız gerekmektedir. Bu süreçte malzeme eksiklerini giderip özellikle son 3 ayda mümkün olduğunca çok yarışacağınız malzemeler ile antrenman yapmanız size yarış sırasında çok büyük rahatlık sağlayacaktır. İş durumlarınız da çok önemli diğer yandan. Mesela öğretmen iseniz nisan-mayıs aylarında uzun antrenmanları yapmanıza olanak yoktur. Bu sebeple seçeceğiniz yarış yaz başından itibaren en az 2 ay sonra olmalıdır.Şimdi kağıt kalemi alın elinize ve kendi antrenman durumunuzu, olanaklarınızı, yeterliliklerinizi içtenlikle yazmaya başlayın. Unutmayın burada bir öğretmeni ya da iş yerinizdeki müdürünüzü kandırmıyor ya da birşeye ikna etmeye çalışmıyorsunuz. Burada önemli olan sizin sağlığınız ve o yarıştan verim almanız. O yüzden tüm bilgilerinizi kendinize en acımasız halde yazın.
Bu sayede bir çok yarışı sırf Tarihleri-Yeterliliğiniz vs vs yüzünden eleyerek işe başlamış olacaksınız. Bu tarihleri eledikten sonra ironman.com üzerinden, bu linke tıklayarak , dünya haritasının altındaki sıradan, 2014-2015 sezonununda hangi aylarda yarışmaya müsait olduğunuzu işaretleyin. Ve işte karşınızda potansiyel size uygun yarışlar. Ama daha bitmedi tabii. Şimdi aşağıdaki maddeleri de yerine getirmeye başlıyoruz.

2. Kişisel Özellikleriniz

Bazılarımız vardır hamster gibi pistte koşmayı sever, bazılarımız vardır 2 tur bile aynı parkurda koşsa sıkıntıdan patlar. Bazılarımız vardır Kartepe'ye tırmanmaktan deli gibi zevk alır, ama tam tersine 300m tırmansa eziyet gibi hissedenlerimiz vardır. Bazılarımız yunus gibi yüzerken, benim gibi ilk yarışında kurbağa ayak serbest kol yüzmeye çalışanlarımız vardır. Şimdi bu özelliklerimizi de kağıda yazıyoruz. Mesela Nice'de bisiklet tek tur ama çok tırmanışlı. İniş tekniğiniz yoksa ya da inerken korkuyorsanız size çok uygun değildir. Onun yerine Kalmar daha uygun olabilir çünkü hiç teknik olmayan bir parkur. Avusturya'da koşu 2 tur ve bence çok daha zevkli ve motive edici, ama Frankfurt'ta 4 tur. Eğer ilk yarışınızda sadece Finish görecek kadar kendinize güveniyorsanız ve hızlarını 14-15 saat civarı gelebilecek kapasitede ise Frankfurt çok tehlikeli bir yarış çünkü Cut-Off yani yarışın resmi bitiş zamanı 15 saat. Fakat Avusturya 17 saat. 

3. Bisiklette Eğim Grafikleri; 

Bazı yarışlarda çok ciddi tırmanışlar bulunur, bu demektir ki çokta iniş olacaktır. Avrupa'nın popüler parkurlarından Nice'de çok sağlam ve uzun ve bir o kadar teknik iniş bulunmakta. Hele birde yağmur yağarsa iyice teknik olup kaza riskini arttıran bir zorlukta. Alttaki eğim grafiğinden anlayacağınız gibi Lanzarote bisiklet parkuru da ciddi eğimlere sahiptir.




Bu resimden anlayabileceğiniz gibi çok güzel bir manzarası olsa da o dağlara tırmanmak gerçekten çok zorludur eminim.




Siz tırmanışlarınıza güvenmiyorsanız, o zaman alttaki Kalmar gibi dümdüz parkurlar da bulunmakta; tek çıkacağınız yer bu köprünün ortasındaki yükselti.

Bu noktada az önce bahsettiğim gibi kişisel becerilerinizi ön plana koyup Bisiklet etabında nasıl bir parkur size uygun bunu belirleyip opsiyonlarınızı daraltmaya başlayın. Neredeyse tüm özelliklerimizi yazdık ve artık yarışımızı belirleme zamanımız geldi. Şimdi size örnek bir yarışmacı profili çizip ona ilk yarışını seçeceğim kısaca.

  • Öğretmen
  • ilk IRONMAN yarışı
  • Yüzmede iyi seviyede
  • Bisiklette çok güçlü ama teknik becerisi zayıf ve inişleri yapamıyor
  • Koşuda hızlı ve iyi seviyede
  • Daha önce 2 sene Triatlon yapmış ve 70.3 yarışmış
Şimdi ilk etapta Öğretmen olduğu için uzun antrenmanlara Haziran gibi başlayabilecek, Bu sebeple yarış tarihlerini Ağustos-Eylül olarak işaretliyoruz. Yüzmede sıkıntı olmadığı için bir sorunumuz yok ama Bisiklet önemli. İnişlerde sorun yaşadığımız için o opsiyonları da eliyoruz. Ve karşımıza tek opsiyon olarak IRONMAN Kalmar çıkıyor. 
Hemen ikinci bir profil yaratalım, bu sefer tecrübeli birisi olsun;

  • Seyahat sorunu yok
  • Yüzmesi iyi
  • Bisikleti en iyi branşı ve çok iyi bir tırmanışcı ve inişci
  • Koşuda ortalama bir efora sahip
  • Yaş grubunda belli bir hedefi var, örn; ilk 50 ye girmek olsun
  • Bu sezon 2 Full, 1 Half mesafe yarış koşmayı planlıyor
Öncelikle 3 yarış planlaması olduğu için bunların arasına 2-3 aylık periyotlar koyarak takvimde aylarımızı belirliyoruz. Kış sonrası uzunlara Mart ayı gibi başlanabileceğini öngörürsek ilk yarışımız Nisan sonu ve Mayıs olabilir, sonraki Temmuz-Ağustos ve bir sonraki Eylül-Ekim. Burada önemli olan Full öncesi yaklaşık 6 hafta önceye 1 Half koymak çok verimli oluyor. Hemen listemizi işaretliyoruz. Sonrasında  hemen yan sekmeden Tırmanış Parkurlarını seçiyoruz. Sonuçta bize uygun ve rakiplerimiz ile fark yaratabileceğimiz bir bisiklet parkuru seçmemiz lazım. Tüm sonuçları yazınca ilk yarışımız Lanzarote olarak karşımıza çıkıyor, Çünkü diğer opsiyon olan Avusturalya Nisan başı olduğu için çok erken bir tarihte kalıyor ve uzun antrenmanlar için Türkiye şartlarında yeterli zaman kalmıyor, tabii Alanya veya Antalya'da yaşamıyorsanız =). Sonrasında ikinci Full yarışımızı belirliyoruz. Bunun için arada 1 Half koşacağımızı öngörürsek en az 4-5 ay koymak lazım. Hem vücudumuzun dinlenip yeniden performans gösterebilmesi hem de sakatlanmamak için. Bu sefer karşımıza Bisiklet etabının zorluğuna göre Wales ve Mallorca çıkıyor. İki yarışta seçilebilecek tarihlerde. Tabiki Amerika kıtasında yarışlar var. Onları kişisel olarak değerlendirebilirsiniz. Biz Mallorca'yı seçelim. ve ardından 6-8 hafta geriye doğru bir 70.3 yarışı bulalım. Opsiyonlarımız Wiesbaden ve Zell am See-Kaprun olarak karşımıza çıkıyor. Yine ikisi de bize uygun yarışlar. Ben kişisel olarak yarışıma yakın olsun ve performansımı test edebileyim diye Zell am See'yi seçerdim. Ve sonuç olarak 3 yarışımı belirledim; Lanzarote-Zell am See-Mallorca.


Sizlere kısaca bir yarışa nasıl karar vermelisin bunu anlatmaya çalıştım. Mutlaka eksik kalan bilgiler vardır. Kişisel sorularınız olursa bana çekinmeden iletin, elimden geldiğince yanıtlamaya çalışacağım. 

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...


22 Eylül 2014 Pazartesi

Bisiklet ile Alexandroupolis

Bir acemi Blogger olarak ilk yazımı yazıyorum, Şimdiden hatalarım için affola.

Sürekli sporcularım ile alternatif bisiklet turları-rotaları, antrenman güzergahları hakkında konuşuruz. Ve bu sene Yunanistan'a gitmeyeni dövüyorlar diye bir geyik dolaşıyordu. Nazlı ( kendisi IRONMAN' dir ) bana alternatif bir plan ve 1 gece kalmalı bir fikir ile geldi. Bunu hep beraber 10 kişi filan yapalım mı? diye konuşurken, kimine günler uymadı, kimi gece kalmak istemedi vs vs ve biz Nazlı ile bu yolu yapmaya ve fikir sahibi olup bir sonraki gidişimize hazırlıklı olmaya karar verdik. Organizasyon konusunda benden daha sağlıklı kararlar verebilen Nazlı hızlı bir araştırma ile Otel konusunu halletti ve Rota hakkında bilgilere ulaştı. Bu konuda en iyi edindiğim tecrübe eğer otel rezervasyonunu yaptırıyorsan kesin seyehate çıkıyorsun =) Planımızı yapmıştık. 20 Eylül'de sabahtan araba ile İpsala'ya gidip arabayı sınıra bırakıp, bisikletler ile Alexandroupolis'e gidecektik. Yaklaşık 45km bir bisiklet sürüşümüz olacaktı. Tırmanışı neredeyse hiç olmayan bir rotaya benziyordu. Bizde Yol bisikletlerimizi hazırladık, 1 hafif 1 ağır sırt çantası ile yola koyulduk. Acelemiz yoktu, o yüzden sabah erken yola çıkmadık. 9 gibi İstanbul'dan ayrıldık ve 270km bir yol giderek İpsala'ya vardık.
Bu yol yaklaşık 3 buçuk saat sürüyor. Ufak molalar vs vs. Hazırlıklarımızı yaptık. Arabayı hemen sınır kapısının dibine bırakabiliyorsun. Bir otopark yok ama aynı bizim gibi sınırı yaya olarak geçen herkes oraya bırakıyormuş. Bunu bize gümrük memuru söyledi.


İlk kapıdan geçerken sadece pasaportun var mı? diye bakıp seni içerideki asıl polis kontrol noktasına yolluyorlar. İşin en güzel yanı Yaya, Bisiklet, Motorsiklet ile gelenler öncelikli, hiç sıra beklemiyorsunuz ve direk en önden pasaportu verebiliyorsunuz. İkinci Polis noktasında ise Çıkış Harcı ve Vizeniz kontrol ediliyor. Bisiklet ile çıkış yaptığınız için her görevli size ayrı bir sempati gösteriyor ve doğal olarak "nereden" ve "nereye" sorularına maruz kalıyorsunuz =) . Burada çıkış damgasını aldıktan sonra arada yaklaşık 500m-1000m arası bir mesafeyi geçmeniz gerekiyor Yunanistan'a girmeniz için. Bu noktada Meriç nehrinin tam ortasında köprü üzerinden iki ülkenin sınırından geçiyorsunuz. Çok güzel bir his gerçekten.


Yunanistan sınır kapısından geçmek çok daha hızlı. Sadece 1 kapıdan geçiyorsun ( Türkiye'den giriş ve çıkışta 3 ) ve artık Yunanistan'dasın. Sınırı geçer geçmez hemen otoban başlıyor ve hemen yanında yan yol var. Bizim okuduklarımıza göre otobandan 8km gidip oradan Alexandroupolis'e dönmemiz lazımdı ama kapıdaki Pasaport görevlisi direk yan yolu kullanarak gitmemizi tavsiye etti. Biz de öyle yaptık ve yan yola yöneldik. Otobana göre daha inişli çıkışlı bir 10k gidiyorsunuz. Otoban ise dümdüz. 10km noktasında bu iki yol birleşiyor. ve hafif iniş-çıkıştan oluşan bir yola giriyorsunuz. 15.ci km de Feres adlı bir kasabadan geçiyorsunuz. Sonrasında yine 1 hafif çıkış-iniş ile göreceli düz olan yollar geliyor. son 10-12 km ye kadar hep 3-4 şeritli geniş yollardan gidiyorsunuz ve araç kullananlar çok bilinçli, hiç sıkıştırma yaşamıyorsunuz. Yolun tek bozuk olan yeri 30-32km arasındaki yer. Burada Stabilize yola giriliyor ve gidiş geliş 1'er şerit. Bu yolun sonunda zaten havaalanı ve yerleşim başlıyor. Tam 40km olduğunda merkeze giriş yapıyorsunuz. İki altrenatif yol var. Birisi merkezin içinden gitmek, diğeri ise sahil yolundan. Biz gidişte merkezi dönüşte sahili denedik. 2 saatlik bir bisiklet sürüşü sonunda Otele vardık. Hemen hemen tüm otel Türk ve Bulgar vatandaşlarından oluşuyordu. Hızlı bir kıyafet değişimi ve kısa bir dinlenme sonrası bize tavsiye edilen ve bizimde ekşi sözlük vs den ulaştığımız bilgiler ile popülerliği tescillenmiş Nisiotiko'ya gittik. Rezervasyon yapmak lazımmış ama şansa erken gittiğimiz için boş 2 masa kalmış. Hemen kurulduk ve siparişleri verdik. Amacımız yöresel tatları ve meşhur şeyleri yemekti. O yüzden balık söylemedik ve Aşağıda resimlerini göreceğiniz yemekleri sipariş verdik =) 








Tüm garsonlar Türkçe biliyorlar. Açıkcası birazda onlara güvenip bu siparişleri verdik ve hiç pişman olmadık. Özellikle Kabak kızartmayı mutlaka tavsiye ediyorum. Ve tabiiki Uzo içmenizi. Bizim rakıdan pek bir fark göremedim ama gidip de tatmamak olmaz dedik =) . Bu mevsimde hava akşam serin oluyor mutlaka uzun kollu almanız lazım yanınıza. İlk günü böylece bitirip ertesi gün ve dönüşe başlama zamanı gelmişti. Hazırlıklarımızı yapıp saat 11 de otel çıkışımızı yaptık. Ardından sevgili Doktorum Begüm'ün tavsiyesi ile Fener'in hemen karşısındaki dondurmacıya gidip vanilyalı dondurma yedik. Tavsiye ederiz. Dönüş yoluna direk 10km düz yol ile başlayınca ve yol yorgunluğu olmayınca ( İstanbul'dan gelirken 3 saat araba kullanınca yorucu oluyor ), dönüş daha hızlı ve rahat geçti. Bu sefer son 10km'de Otobanı deneyelim dedik. Çok daha düz ve kaliteli asfalt var ama amaç hızlı olmak değil tabiiki bu tarz yolarda, etrafı görebilmek. Mesela yolun o noktasında hayatını kaybedenler için yapılmış bu küçük kilise tarzı şeylerden yol kenarında sürekli vardı.


Bunları ancak yan yoldan giderek görebilirsiniz. Ufak çıkış-inişler sürüşe tat kattı;


Ve artık ülkemize girmeye az kaldı;




Sonuç olarak çok güzel ve zevkli bir deneyim oldu. Umarım gitmek isteyenlere yardımcı ve bilgi verici olmuşumdur. Bu arada unutmadan İstanbul'a dönüşte Tekirdağ Özcanlar'da Köfte yemeyi ve Ayran içmeyi unutmayın =)

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...

Göksen

21 Eylül 2014 Pazar

Artık Yazmaya Başlıyorum

Artık bu Blog sayfası ile Yarış deneyimlerimi, Bisiklet Antrenman rotalarındaki bildiklerimi, IRONMAN yarışlarında yaşadığım tecrübeleri vs vs, yani aklımdaki herşeyi sizlerle paylaşacağım. Hayırlı olsun :D