29 Ekim 2014 Çarşamba

Triatlon ve IRONMAN Konuşma Dili, Vol 2: Bisiklet

Uzun bir aradan sonra tekrar döndük yazılarımıza. Vol 1 de sizlere Tratlon sporunu tanıtıp Yüzme ile alakalı malzeme ve genel terimleri anlatmıştım. Şimdi ise Bisiklet konusuna değineceğim. Öncelikle aşağıdaki resime dikkatlice bakmanızı istiyorum. Bu Bisiklet gibi gözükse de üzerinde her parçanın adı yazmakta. 
Yol Bisikletinin Anatomisi
Ama biz özellikle Draft olmayan yarışlarda ve IRONMAN yarışlarında aşağıda gördüğünüz Bisikleti kulanıyoruz.
Zamana Karşı Bisikletinin Anatomisi
Şimdi gelelim bunları tanımaya yavaş yavaş. Öncelikle Ana sistemden başlayalım. 

Kadro
  • Kadro : Bisikletin iskeletidir. Yabancı dilde Frame olarak söylenir. Her iki ismide bolca duyarsınız. Bisikletin üzerindeki ana iskelet, Alüminyum, Karbon veya özel titanyum yapılı Kadrolar duyarsınız. Şuan an en çok duyduğunuz Karbon Kadrolardır. Karbon kadronun en büyük özelliği asfalttan aldığı titreşimi emerek size en az seviyede hissettirmesidir. Birçok kişi karbon bisikletlerin hafif olduğu için tercih edildiğini düşünür ama çok hafif alüminyum kadrolarda vardır. Kadronun her bir parçasının bir adı vardır. Ve kadro boyu diye bir tabir. Sırayla başlayalım.
  • Seat Tube : Kadronun selesinin takıldığı en üst noktadan, pedal ve dişlilerin takıldığı en alt nokta arasındaki parçanın adı. 
  • Down Tube : Pedal ve dişli setinin takıldığı en alt noktadan, önde gidonun takıldığı yere kadar olan parçaya verilen ad.
  • Head Tube : Önde gidonun takıldığı ve ön çatalın bağlandığı kısa bölüm. 
  • Top Tube : Boğaz ile sele borusu arasındaki parça.
  • Seat Stay : Selenin takıldığı en üst noktadan, arka jantın takıldığı yere kadar olan parça.
  • Chain Stay: Göbek ile arka jantın arasındaki parça.
  • Fork : Maşa diye bildiğimiz ön çatal. 
  • Seat Post : Sele borusu, selenin takıldığı yer.
  • Stem-Boğaz : Ön maşanın en üst noktası ile Gidonu birbirine bağlayan ara parça.
  • Handlebars-Gidon : Bisiklete yön verdiğimiz direksiyon parçası =) 
  • Brakelever-Fren : Gidonun en uç noktalarında bulunan bisikleti durdurmaya yarayan kollar, ayrıca yol bisikletlerinde vitesler de bunların içinde bulunuyor.
  • Saddle-Sele : Üzerine oturduğumuz genellikle rahatsız olan "koltuk!" =) 
  • Aerobars : Özellikle zamana karşı bisikletlerinde öne yattığımızda uzanıp tuttuğumuz aparat.
  • Pads : Aerobarlara yattığımızda dirseklerimizi koyduğumuz yumuşak bölüm.
  • Kadro Boyu : Bisikletin büyüklüğünü ifade eder. Bazı firmalar uzunluktan bazı firmalar ise yükseklikten bu ölçüyü alırlar. O sebeple her markanın ölçüsü farklı olabilir. 

Ayna Kol ve Krank Kolu
Şimdi bunlar genel bilgilerdi. Birde Kadro haricinde bisikletin yürüyen aksamı ve aktarım dediğimiz vites sistemi var. Bisikletin göbek kısmında yer alan ve genelde büyük ve küçük 2 dişliden oluşan çark sistemi var.

Ayna Kol : Yanda gördüğünüz iki çarktan oluşan ve üzerine pedalların takıldığı Krank kolunun bulunduğu dişlilere Ayna kol deniyor. En fazla kullanılan 3 farklı kombinasyonu vardır bu büyük ve küçük çarkların. Bunlar; 50/34, 52/36, 53/39 kombinasyonlarıdır. Büyük olan rakam büyük dişlideki diş sayısını, küçük olan rakam küçük dişlideki diş sayısını ifade ediyor. Genelde büyük olan dişli yokuş inişleri ve düz yolda kullanılan, küçük dişli ise tırmanış ve yavaş sürüşlerde kullanılan dişlilerdir.

Krank : Ayna kolun merkezinden başlayan ve pedalın takıldığı en uç noktaya kadar uzanan kol.  Boyutları kişiden kişiye göre değişir. Her boy Krank kolu arasında 2.5mm fark vardır. Örn; 167.5mm, 170mm, 1725mm gibi.

Ruble
Ruble : Arka janta bağlı dişli sistemi. Şuanda 10 veya 11 farklı boyutta çarkın birleşmesinden oluşurlar. Bunlarda yine Ayna Kol'da olduğu gibi kombinasyonlar bulunur. En çok kullanılan sistemler; 11/23, 11/25, 11/28, 12/25 gibidir. Küçük rakam en alttaki küçük dişliyi, büyük rakam en üstteki büyük dişliyi ifade eder.
Şimdi bunlar ne ifade ediyor? Kısaca özeti şu, öndeki Ayna Kol'da bulunan dişli sayısını arkada Rublede bulunan dişli sayısına böldüğünüzde siz bir tam tur pedal çevirdiğinizde arka tekerleğin ne kadar döneceğini bulmuş oluyorsunuz. Tabii ki yolda giderken bu matematiği yapma şansınız yok. Ama eğer yokuşu bol bir parkura 53/39 'a 11/23 kombinasyon ile girerseniz çok zorlanacağınız aşikar. Bunları göz önüne alarak bir kombinasyon belirlemekte fayda var.

Zincir : Ayna kol ve Ruble arasındaki bağlantıyı sağlayan sistem. Küçük birçok parçadan oluşur, her birine Bakla denir.

Bisikletimizde birde aktarım sistemimiz vardır. Yani Vites sistemi. Altta gördüğünüz gibi.



Soldan başlarsak ilk gördüğünüz parça az önce baktığımız Ruble. İkinci parça Ön Aktaracı , yani Ayna koldaki dişlileri değiştiren vites sistemi. Bunu sol elimizdeki fren kolu ile yaparız.  Üçüncü parça Vites ve Fren kolu , yani gidonda yer alan parça, ellerimiz ile bu kol sayesinde fren yaparız. Aynı zamanda eğer sıkmaz ve içeri doğru itersek vites değiştiririz. Dördüncü parça Arka Aktarıcı , Sağ elimizdeki Ön fren kolundan kontrol edilir. Son parça ise zincirimiz. Ön ve arka dişli sistemini birbirine bağlayan parça.

Frenler
Fren Sistemi : Ön ve Arkada bulunan ve durmamızı sağlayan sistem. Ön gidonda bulunan fren kolu ile kontrol edilir. Sağ elcikteki fren kolu arka fren, sol elcikteki fren kolu ön freni kontrol eder.

Kal
Kilitli Pedal
Kilitli Pedal :Normalde üzerine basıp çevirdiğimiz pedalların aksine ayakkabının altına takılan Kal ile pedal ve ayakkabıyı birbirine sabitleyen bir sistemdir.

Kal : Kilitli pedala ayakkabıyı sabitlemek için bisiklet ayakkabısının altına takılan bir aparat.



Triatlon Ayakkabısı
Bisiklet Ayakkabısı ( Triatlona özel ) : Bisiklet ayakkabılarının en büyük özelliği altını çok sert olması ve Kal takılıp bisiklete kilitlenebilmesidir. Triatlon ayakkabılarında ise en büyük fark, üzerindeki tek bir cırt ile giyilebilmesi ve çıplak ayak ile giyilebilme özelliğidir. Yanda gördüğünüz ayakkabı gibi tek bir cırt ile hızlıca giyebilirsiniz.

Zamana karşı bisiklet ve Aero Kask
                                                                      Aero Kask : Bu kaskların en büyük özelliği kulakları da içine alacak gibi bir tasarıma sahip olmaları ve arkaya doğru bir kuyruk gibi uzamalarıdır. Gördüğünüz gibi karşıdan gelen rüzgarı tamamen en minimum sürtünme ile yarıp arkaya atmaya yarar. Tek handikapları aşırı sıcak havalarda bunaltıcı olabiliyorlar.







Draft : Bisikletlerin birbirlerinin rüzgarlarından faydalanarak yarışmaları. 2 bisiklet görüldüğü gibi lastik lastiğe gider ve arkadaki bisikletçi daha az enerji harcayarak aynı hızda gider. Bu tarz draftlı yarışlarda yol bisikleti kullanma zorunluluğu vardır. Güvenlik açısından. Aerobarlarda ön gidonu geçmemek zorundadır ve önü kapalı olacaktır.
Non-Draft : Bisikletlerin draft yapmalarının yasak olması. Bu IRONMAN yarışlarının başlıca kuralıdır. 2 bisiklet arasında 7 metre minimum olmalıdır ve yanyana geldiklerinde geçiş anı vs, en az 3 metre olmalıdır. Yoksa ceza alırsınız. Bu tarz yarışlarda TT yani zamana karşı bisikletleri kullanmak serbesttir. Burada ise kurallar gereği aerobar ön lastiğin en uç noktasını geçmemelidir.







Ve Jantlar tabii ki =) . Özellikle benim en büyük motivasyon kaynağımdır ve aslında çok önemlidir. Karbon ve Alüminyum olarak ikiye ayırabiliriz. İçinde teller ile göbek kısmına bağlanır. Rüzgarlı havalarda kalın profilli jantlar pek tavsiye edilmez. Genelde ön tarafta max 40mm arka tarafta ise 80mm kullanılır. Belirli hızlara çıkmadan Disk dediğimiz komple kapalı jantlar tavsiye edilmiyor.


Lastik patladığında ise değiştirmemize yarayan birkaç aparatımız var. Bunlar özetle Levye, İç lastik, alyen seti, yama setidir.

Bisiklet için Triatlona özel yazabileceklerim şimdilik bunlar. Bundan sonraki yazımda sizlere koşu ile alakalı kısımları anlatmaya çalışacağım.

1 Ekim 2014 Çarşamba

Triatlon ve IRONMAN Konuşma Dili, Vol 1: Giriş ve Yüzme

10 arkadaş toplandık başladık sohbet etmeye, Şöyle yüzdüm, böyle bindim, orada draft yaptılar, T1 de şöyle oldu vs,vs.. yanımızdaki 3 kişi bize Turist gibi bakıyorlardı. Sanki Fransa'dan gelmişiz de, onlar 2-3 kelime fransızcalarıyla konuştuklarımızı anlamaya çalışıyorlardı. Taper'lar, Ruble'ler havada uçuşuyor =) Sonra her cümle sonunda konuştuğumuz şeylerin ne olduğunu açıklamaya çalıştık. Bize ne kadar normal gelse de, bu spora aşina olmayanlara çok zor ve değişik bir konuşma dilimiz var. Ben özetle neler konuştuğumuzu ve ne anlamlara geldiğini sizlere anlatmaya çalışacağım. 
Öncelikle biz hangi sporu yapıyoruz? Adı Triatlon. Peki bu sporu yapana ne deniyor? Triatloncu. Triatloncu ne arkadaşım!? kimlerdir? Biz Triatloncu değiliz arkadaş! Triatlet'iz. öncelikle onu netleştirelim lütfen. Ve bize triatloncu denmesini de pek sevmeyiz bilginiz olsun. Bizim adımız Triatlet. Sonra nedir peki bu sporun adı?  Triathlon kelimesi Yunan orjinli bir kelimedir. Treis ( three-üç ), archos ( contest-yarışma ) kelimelerinin birleşmesinden oluşur. 3 branşın arka arkaya ara verilmeden yapılması üzerine kurulu bir olimpik spordur. Sırasıyla Yüzme-Bisiklet-Koşu olarak yapıyoruz. Şuanda geçerli 4 ayrı mesafe yarışımız var. Sprint, Olimpik, Orta Mesafe, Uzun Mesafe. Orta mesafeye Half IRONMAN, uzun mesafeye Full IRONMAN deniyor. Ama asıl isimleri IRONMAN ve IRONMAN 70.3 dür. IRONMAN; Yüzme 3800m, Bisiklet 180km, Koşu 42.195m'den oluşan bir dayanıklılık yarışıdır. Bu mesafeleri Mil'e çevirip toplarsak 140.6 mil edecektir. Bunun tam yarısı olan mesafede yapılan yarışlarda mesafe 70.3 mil olacaktır. Bu sebeple IRONMAN 70.3 denmektedir. Mesafeler ise şu şekilde sıralanıyor;

Adı
Yüzme
Bisiklet
Koşma
Açıklama
Sprint
750 m (0.5 mil)
20 km (12.4 mil)
5 km (3.1 mil)
orta mesafelerdir
Olimpik
1500 m
40 km
10 km
Uluslararası kabul gören verilerdir.
Half-Ironman
1.2 mi (1.9 km)
56 mi (90 km)
13.1 mi (21.09 km)
"70.3" ya da yarı demir adam olarak da adlandırılır.
3.8 km.
180 km.
42.195 m.
"Demir adam" olarak da bilinen uzun mesafe yarışı

Kısa tarihçesi ise şu şekilde; 1902 senesinde 3 branşın arka arkaya yapılmasından oluşan ilk yarışlar düzenleniyor. İlk yarış koşu-bisiklet-kano şeklinde yapılıyor. Fransızlar 1920 senesinden itibaren “3’lü spor” adı altında yüzme-bisiklet-koşu olarak fakat yerleri farklı şekilde birçok yarış düzenliyor. Triatlon diye adlandırılan yüzme-bisiklet-koşu şeklinde yapılan ilk yarış 25 Eylül 1974 senesinde Kaliforniya’da yapılıyor. İlk uzun mesafe yani IRONMAN yarışı ise aslında tam bir sidik yarışı =). Koşucular mı yoksa Yüzücüler mi daha “Fit” üzerine başlayan bir iddia, daha sonra bir makalede okunan, Bisikletçilerde ölçülen “Maximum Oksijen Tüketimi” nin en yüksek olduğu ve demek ki bisikletçilerin herkesten daha “fit” olduğunu söyleyen Amerikan Deniz Kuvvetleri Komutanı John Collins, o dönemde Honolulu adasında yapılan 3 büyük uzun mesafe yarışını, her branştan sporcunun yapmasını, yarışmayı kazananında en “fit” sporcu olduğunu seçme fikrini ortaya atma deliliği. İşte IRONMAN’in çıkışı bu. O adada yapılan  Waikiki Roughwater Yüzme Yarışı  2.4 mil (3.9 km),  Around-Oahu Bisiklet yarışı (115 mil (185 km) ki bu yarış normalde 2 gün üzerinden yapılan bir yarış, ve Honolulu Maratonu 26.219 mil ( 42.195 metre) yarışlarını tek günde arka arkaya yapmaya karar veriyorlar. Sadece Bisiklet etabını biraz kırparak başlangıç ve bitiş yerini yüzme yarışının olduğu yere kaydırıyorlar. Ve ilk yarış 15 kişinin katılımı ile 18 Şubat 1978 de yapılıyor. 12 atlet yarışı bitirebiliyor. Gordon Haller 11 saat 46 dakika 58 saniye ile ilk IRONMAN şampiyonu oluyor. Ve Collins “bunu bitirebilen sporcu Demir ( IRON ) gibi Adam’dır ( MAN )”  diyor ve o andan itibaren bu mesafeyi tamamlayan herkese IRONMAN hitap ediliyor.

Şimdi yaptığımız sporu sizlere tanıttıktan sonra konuşma dilimizi anlatmaya başlayabilirim. Branş branş gitmeye çalışacağım. Yüzme bizim ilk branşımız. Yarışlarda her stil yüzmek serbest. Ama Serbest stil hepsinden hızlı olduğu için bunu tercih ediyoruz. Ayak tahtası ( kick board ), Pullboy, El paleti, kesik ayak paleti, bone, gözlük, Ön şnorkel, wetsuit bizim yüzmede kullandığımız ekipmanlar. Kısaca;
Pullboy
  • ·         Ayak Tahtası; genelde ellerimizle tutup, drill çalıştığımız ekipmanımız.
  • ·         Drill; bir hareket bütününü parçalara bölüp öğretmek için kullandığımız küçük öğrenim hareketlerinin genel adı.
  •     El paleti; ellerimize bir eldiven gibi taktığımız, genelde plastikten yapılan, kuvvet antrenmanlarında kullandığımız ekipmanımız.
  • ·        Pullboy; ayaklarımızın arasına koyup, kalçamızı havaya kaldırsın ve ayak vurmamızıengelleyerek drill
    Ayak Tahtası ( Kick Board
    çalışmamızı sağlayan ekipmanımız.
  • ·        Kesik ayak paleti; normal paletin ön tarafı kısaltılmış hali, özellikle drill antrenmanlarında kullanırız.
  • ·        Bone; kafamıza taktığımız yumuşak esnek kumaş, plastik vs den yapılan başlık. Havuzlarda ve yarışlarda takmak mecburi. Özellikle IRONMAN yarışlarında yaş gruplarını ayırt etmekte kullanılıyor.
  • ·       Gözlük; yüzerken gözümüze su kaçmasın diye taktığımız su geçirmeyen gözlük, özellikle IRONMAN gibi yarışlarda polarize özellikli olanı alırız ki güneş gözümüze gelirse kerterizimizi kaybetmeyelim.
    Kesik Palet
  • ·       Kerteriz; yönümüzü bulmak ve düz gidebilmek için sabit bir objeyi hizalamak.
  • ·         Ön şnorkel; sağdan veya soldan nefes almadan sadece kol tekniğimize odaklanmamız için kullandığımız, bilinenin aksine borusu alnımızın ortasından yukarı çıkan şnorkel
  • ·         Wetsuit; Açık deniz yarışlarında su sıcaklığı belli bir derecenin altına indiği anda giyilmesi mecburi olan neopren yapıdan oluşan yüzme kıyafet. Kalınlığı milimetre olarak ölçülür. Özellikle 3mm-5mm arası kullanılır. Aynı zamanda yüzerliliği arttırıp avantaj sağlar. İçine su almaz. 

  • Wetsuit

Yanda gördüğünüz IRONMAN yarışının start anı. 3 türlü start veriliyor günümüzde. Bunlardan birisi toplu start. Yandaki buna bir örnek. Diğeri Wave start. Yaş gruplarına göre sizi ayırıp zaman aralıkları ile başlatırlar. En son ise bu sene Kalmar'da uygulanan suya girdiğiniz anda çip zamanı başlatan sistem. Bu sistem de geriden başlasanız dahi suya girdiğiniz anda zaman başladığı için zaman kaybınız olmuyor.


Şimdi yüzme ile ilgili kısa terminolojimiz bu. Sprint ve olimpik triatlonlarda eğer bisiklet etabında draft serbest ise yüzme çok önem kazanıyor. Suda ön grup ile kalıp bisiklette avantaj sağlayabilirsiniz. Fakat IRONMAN yarışlarında Bisiklet etabında Draft olmadığı için yüzmede kendi ritminizde yüzmeniz çok önemli. IRONMAN yarışlarında draft'ın yapıldığı tek yer yüzme etabıdır. Şimdi soracaksınız tabii "Draft" ne demek diye =). Türkçe adı " Deryar". Daha çok Bisiklette kullanılan bir terimdir.Öndeki bisikletlinin rüzgar kanalından gidip enerji tasarruf etmek anlamına geliyor. Suda ise yine önde yüzen sporcunun tam arkasında ya da bacak hizasında yanında yüzerseniz size belli bir avantaj sağladığı hatta bu avantajın %30 enerji tasarrufuna denk geldiği söyleniyor. Bu sebeple yüzmede sizden biraz hızlı bir sporcunun arkasından ayaklarına dokunacak kadar yakın yüzerseniz bu size avantaj sağlayacaktır. 




Yanda çok güzel bir Draft örneği görüyorsunuz. Özellikle Sprint ve Olimpik mesafe yarışlarda bu manzara ile bol bol karşılaşırız. Eğer biz "Abi yüzmede bir draft yapmışım varyaaaa" diye bir cümle kuruyorsak işte bu yandakinin aynısı oluyor. =)  








Bu yazıyı burada bitiriyorum. bir sonrakinde Bisiklet ile alakalı olan bilgileri sizler ile paylaşacağım.